yazar: |
|
tercüman: |
|
sayfa sayısı: |
416 |
cilt tipi: |
karton kapak |
kağıt tipi: |
kitap kağıdı |
boyut: |
13.5 x 21 cm |
yoğun ve
sürükleyici olan yeni birdüşünce romanı sunuyoruz: nietzsche ağladığında.
edebiyatla da düşünülebileceğini gösteren müthiş bir örnek...
sahne
psikanalizin doğumu arifesindeki19. yüzyıl viyana’sı. entelektüel ortamlar.
hava soğuk.
aktörler
nietzche: henüz iki kitabı yayımlanmış, kimsenin tanımadığı bir filozof.
yalnızlığı seçmiş. Acılarıyla barışmış. ihaneti tatmış. tek sahip olduğu şey,
valizi ve kafasında tasarladığı kitaplar. karısı, toplumsal görevleri ve vatanı
yok. inzivayı seviyor. tanrı’yı öldürmüş. “ümit kötülüklerin en kötüsüdür çünkü
işkenceyi uzatır” diyor. dahasonra, “kendi alevlerinizde yanmaya hazır
olmalısınız: önce kül olmadan kendinizi nasıl yenebilirsiniz?” diyecek.
ümitsiz.
breuer:
efsanevi bir teşhis dehası. ümitsizlerin kapısını çaldığı doktor. psikanalizin
ilk kurucularından. kırkında, bütün avrupalı sanatçı ve düşünürlerin doktoru
olmayı başarmış. güzelbir karısı ve beş çocuğu var. zengin. saygın. hayatı
boyunca “ama” pozisyonunda yaşamış biri.
freud:
breuer’in arkadaşı. henüz genç. geleceği parlak. şimdi yoksul.
salomé:
erkeklerin başını döndüren kadın. çekici. özgür. evliliğe inanmıyor. bazen aynı
anda birçok erkekle beraber oluyor. sanatçıları ve düşünürleri tercih ediyor.
kırbacı var.
konu
ümitsizlik. bir gün, erkeklerin başını döndüren kadın, salomé, nietzsche’den
habersiz breuer’e gelir.“avrupa’nın kültürel geleceği tehlikede, nietzsche
ümitsiz. ona yardım edin”der. breuer, salomé’yi tekrar görebilmek umuduyla
“peki” der. ve varoluşun kader, inanç, hakikat, huzur, mutluluk, acı, özgürlük,
irade... ve neden, nasıl gibi en önemli duraklarından geçen bir yolculuk
başlar...
kendisiyle
ve hayatla yüzleşmekten çekinmeyenlere...