bu ürün 1 iş günü içerisinde kargoya teslim edilmektedir.
eylül 1913. birinci dünya savaşı arifesinde tüberkülozdan mustarip
mieczysław wojnicz tedavi amaçlı görbersdorf kasabasındaki bir sağlık
merkezine, avrupa’nın dört bir yanından hastaları ağırlayan beyler konukevi’ne
gelir. her gün hastalarla yemek salonunda toplanıp dönemin büyük meselelerini
tartışırlar: savaş çıkacak mıdır? monarşi mi yoksa demokrasi mi daha iyidir?
şeytanlar var mıdır? kadınlar doğuştan aşağı varlıklar mıdır? bu sırada
konukevinde ve çevresinde tuhaf şeyler ardı ardına yaşanmaktadır. birileri ―ya
da bir şey― onları izliyor, bu kapalı dünyaya sızmaya çalışıyordur. erkekler
konukevinin çevresinde yaşanmış tuhaf olayları dinledikçe günbegün korkularına
yenik düşerler. wojnicz hem kendi gerçeklerini hem de dört yanını kuşatan
uğursuz güçlerin gizemini çözmeye çalışırken onların bir sonraki hedeflerini
çoktan seçtiklerini fark etmez.
olga tokarczuk okurunu ilk sayfasından itibaren yükselen ritmi ve
gerilimiyle merak uyandırıcı, büyülü ―yer yer rüya gibi― bir yolculuğa
çıkarırken insan varoluşunun temel sorunlarını ve toplumsal cinsiyet rollerini
masaya yatırıyor. büyülü dağ’ın yayımlanmasından bir asır sonra
olga tokarczuk, thomas mann’ın topraklarını yeniden ziyaret ediyor ve
doğa-insan, yaşam-ölüm gibi izlekleri felsefesiyle harmanlayarak bu topraklara
sahip çıkıyor.
empusyon, olga tokarczuk’un nobel ödülü’nden sonra merakla beklenen ilk
romanı…