Kayıt Ol
Şifremi Unuttum
ressam basil hallward’ın sıra dışı güzelliğiyle
dorian gray adlı bir genç adamın portresini çizmesiyle başlar her şey. dorian
portrede gördüğü genç ve güzel halinin büyüsüne öyle kapılmıştır ki yaşamının
devamını tuvaldeki suretini koruyabilmenin hırsı içinde geçirir. kendisinin
bile haberdar olmadığı tutku ve arzularını ona açan lord henry wotton’sa
dorian’ın güzellik, şehvet ve zevk peşinde günden güne yozlaşmasına önayak
olur. dorian gray’in portresi, cinselliğe dair kalıpları yıkarken estetik,
güzellik ve sanat kavramlarına da felsefi bir yaklaşımda bulunur.
oscar wilde’ın sansasyonel romanı dorian gray’in
portresi, metinde olan bitenler kadar yayımlanma öyküsüyle de merak uyandırır.
romanın yayımlanmasından beş yıl sonra, wilde bir gecede ingiliz edebiyatının
en renkli figüründen bir cinsel suçluya dönüşmüştür. romandan alıntılar
eşcinsel olduğu gerekçesiyle yargılandığı duruşmalarda yazarın önüne kanıt
olarak sürülür. o günlerde ne yaşanmış olursa olsun, roman dönemin cinsellik ve
erkeklik algısında bir kırılma yaratması ve yazarın yaşamından kolayca görülebilen
izler taşımasıyla çağdaşlarından ayrışır. okur ve eleştirmenler, karakterlerin
yazarın gerçek yaşamındaki hangi kişilerden esinlendiğine kafa yoradursunlar,
kendisi ise şöyle der: “benden çok şey barındırıyor. basil hallward benim
olduğumu düşündüğüm şey, lord henry wotton insanların benim hakkımdaki
düşünceleri; dorian’sa olmak istediğim şey – belki de başka bir çağda.”