Kayıt Ol
Şifremi Unuttum
bu fotoğrafa bakarken dili yitirdiğimi hissettim. onu
bütünüyle özgür, tüm bedeniyle geleceğe doğru yol alırken görmek, aklıma
babamla paylaştığı yılları, maruz kaldığı aşağılamaları, yoksulluğu, yirmi
beşle kırk beş yaşları arasında, başka kadınlar hayatı, özgürlüğü, yolculuğu,
kendini tanımayı tecrübe ederken, eril şiddet ve sefalet tarafından yaşamından
koparılmış, neredeyse yok edilmiş yirmi yılı getirdi.
bu fotoğrafı görmek bu yok edilmiş yirmi yılın doğal
bir şey olmadığını, ondan bağımsız dış güçlerin –toplum, erillik, babam–
eylemlerinin bir neticesi olduğunu hatırlamamı sağladı, demek ki her şey başka
türlü olabilirdi.
bir kadının kavgaları ve dönüşümleri’nde annesini
anlatıyor bu kez édouard louis. kırk beş yaşına vardığında isyan bayrağını
çeken, arzuladığı gibi yaşamayı seçerek yavaş yavaş özgürleşen, sonunda kendini
keşfeden bir kadının hikâyesini kendi gözünden aktarıyor. çocukken farklı bir
anneye sahip olma arzusuyla bugün onu her şeye rağmen özgür ve mutlu bir kadın
olarak görme deneyimi arasındaki anlatısında hayatlarımızı yöneten zalim
sistemleri ve onlardan kaçış olasılığını da ele almaktan kaçınmıyor – yine çekincesizce,
yine güçlü bir şekilde.