bu ürün 1 iş günü içerisinde kargoya teslim edilmektedir.
“ben kendi hayatımda depresyon hakkında iki
hikâyeye inanmıştım. hayatımın ilk on sekiz yılında bunun ‘tamamen kafamın
içinde’ olduğunu düşünmüştüm – yani gerçek değildi, hayaldi, sahteydi,
şımarıklıktı, utanç vericiydi, zayıflıktı. sonraki on üç yılda ise yine
‘tamamen kafamın içinde’ olduğuna inanmıştım ama bu defa çok farklı bir
şekilde: beyindeki bir arızadan kaynaklanıyordu. ama bu hikâyelerin ikisinin de
doğru olmadığını öğrenecektim. depresyon ve kaygının bu kadar yükselişte
olmasının öncelikli sebebi kafamızın içinde değildi. ben bu sebebin büyük
ölçüde etrafımızdaki dünyada ve o dünyada nasıl yaşadığımızda yattığını
keşfettim.”
kaybolan bağlar, gazeteci yazar johann hari’nin kendisinin de uzun yıllar
mücadele ettiği depresyonun altında yatan nedenleri ve olası çözümlerini bulmak
üzere çıktığı yolculuğun hikâyesini anlatıyor. şahsi olduğu kadar toplumsal da
olan, deneyimler kadar bilimsel olgu ve araştırmalara da dayanan bu hikâye,
mutsuzluğumuzu kanıksamak ve ilaçlar yoluyla bastırmaya çalışmak yerine daha
kalıcı, daha sağaltıcı çözümlere yönelebileceğimizi gösteriyor.
“depresyon ve kaygının nedenlerine ilişkin okuma yapmanın ilk bakışta göz
korkutucu geldiğini biliyorum, zira bu nedenler kültürümüzün derinliklerine
kadar uzanıyor. benim de gözüm korkuyordu. ama yolculuğuma devam ettikçe diğer
tarafta yatanın ne olduğunu fark ettim: gerçek çözümler. bunlar pek çoğumuzda
işe yaramayan o kimyasal antidepresanlara benzemiyor. satın aldığınız ya da
yuttuğunuz şeyler değiller. ama ıstırabımızdan gerçek bir çıkış yolunun
başlangıç noktasını oluşturuyor olabilirler.”