Kayıt Ol
Şifremi Unuttum
şeyzerî, günümüz okuruna hükümdarların
siyaseti adıyla sunduğumuz el-menhecü’l-meslûk fî
siyâseti’l-mülûk başlıklı eserini selahaddin eyyûbî’ye takdim
etmek üzere kaleme almıştır. şeyzerî “dinin ve dünyanın salahı” diye
hitap ettiği selahaddin eyyûbî’ye şöyle seslenir:
“sultanımız
edebin önem ve faziletini bilen, ilmi ve âlimleri başkalarına tercih eden bir
zattır. bu kitabı onun kütüphanesine takdim etmekle kendimi, (hurmasının
bolluğuyla meşhur) hecer’e giderken hediye olarak hurma götüren yahut kaysûr’a
giderken kâfûr otu götüren kişiye benzetiyorum. bunun farkında olmakla birlikte
maksadım, hikmeti ehline ulaştırmak ve yerine yerleştirmektir. bunun için
allah’a tutunur, ona tevekkül ederim.”
tabip, hatip, tarihçi,
coğrafyacı ve aynı zamanda şair olan şeyzeri, el-menhecü’l-meslûk fî
siyâseti’l-mülûk’ta saltanat ve halk yönetimine, ordu arasında ganimet
taksimine, ordunun riayet etmesi gereken cihad hukukuyla ilgili usul ve
kaidelere dair öğütler verir. istişarenin faziletine işaret eder, düşman
karşısında sabır ve ordu yönetimi hakkında hikmetli tavsiyelerde bulunur. tüm
bunları yaparken sözü uzatmamaya, veciz ifadeler kullanmaya gayret eder ki
zihinler karışmasın, kulaklar işittiğini yadırgamasın.
arap coğrafyasında meşhur
olan eserin anadolu topraklarına gelişi yavuz sultan selim’in şehzadelik
dönemine rastlar. şehzade selim kendisine sunulan bu eser üzerinde idris-i
bitlisi ile görüş alışverişinde bulunmuştur. kısacası eser, tarihe yön vermiş
isimlerin başucunda durmuş bir öğütler kılavuzudur.