Kayıt Ol
Şifremi Unuttum
kur'an'ın gölgesi altında yaşamak nimettir. sadece onu tadanın
bilebileceği bir nimet. insan ömrünü yücelten, onurlu kılan ve arındıran bir
nimet. allah'a hamdolsun ki, ömrümün bir bölümünü kur'an'ın gölgesi altında
yaşama imkânını bağışladı. bu dönemde hayatımın o güne kadarki bölümünde hiç
tatmamış olduğum bir nimetin hazzını duydum. insan ömrünü yücelten, onurlu
kılan ve arındıran nimetin hazzını... bu dönemi şu kur'an'ın cümleleri
aracılığıyla bana seslenen yüce allah'ın sözlerini kulaklarımda işiterek yaşadım.
ben ki, basit ve küçük bir kulum..
insan için
bundan daha yüce bir onurlandırma, insan ömrüne şu kur'an'ın kazandırdığı
yücelikten daha üstün bir yücelik, kerem sahibi yaratıcının insana sunacağı
bundan daha yüksek bir derece düşünülebilir mi? hayatımın kur'an'ın gölgesi
altında geçen dönemindeki düşüncelerime göre, yeryüzünde son çırpınışlarını
yaşayan cahiliye uygarlığı, bu uygarlığın tutkunlarının basit ve komik
amaçları, üstelik gerçekte sınırlı ve cüz'i olan bilgileri ve düşünceleriyle
övünüp böbürlenmeleri acınacak ve aynı zamanda da bulunduğum yüksek seviye
gereği tepeden bakılacak bir durumdu.
hayatımın
kur'an'ın gölgesi altında geçen bu dönemini, varlık alemine ilişkin şu
kapsamlı, yetkin, yüksek düzeyli saf düşünceyi; tüm evrenin ve insan
varoluşunun amacına ilişkin şu düşünce sistemini doya doya özümleyerek yaşadım.
bu düşünce sistemini, insanlığın doğuda, batıda, kuzeyde ve güneyde etkisi
altında yaşadığı cahiliye düşünceleriyle karşılaştırdım ve içimden şu soruyu
sordum: nasıl oluyor da insanlık, 'önünde temiz bir yeşil ova, yüksek seviyeli
bir alan ve parlak ışık dururken bu kokuşmuş bataklıkta, bu çamur dehlizlerinde
ye bu koyu karanlıkta yaşayabiliyor?