Kayıt Ol
Şifremi Unuttum
vahşi kapitalizmin “altına hücum” dönemini konu alan
yüzlerce eserin çoğu, altın arayıcılarının kişisel öykülerini yüzeysel bir
yaklaşımla anlatır. farklı bakış açısıyla diğerlerinden ayrılan charlie
chaplin’in altına hücum filmi dışında, konuyu değişik bir biçimde irdeleyerek
insanı evrensel boyutta sorgulayan en önemli eserlerden biri, jack london’ın
beyaz diş adlı romanıdır. dünya görüşünü, “köpeğe kemik atmak hayırseverlik
değildir. hayırseverlik, kendin de en az köpek kadar açken kemiği köpekle paylaşmaktır,”
diye özetleyen london, beyaz diş’te kuzey’in karlarla kaplı bölgelerinde
sürdürülen yaşam kavgasını, soğuk, açlık ve hayatta kalma mücadelesini
insanların değil, aynı koşulları onlarla paylaşan hayvanların açısından
aktarır.beyaz diş, damarlarında hem kurt hem de köpek kanı taşıyan bir kurt
kırmasıdır. ana babası dışında kendi türünden canlıları hiç tanımadan bir
mağarada yaşarken günün birinde dışarıdaki gerçek dünyayla yüz yüze gelir. çok
farklı görünen, çok farklı kuralları ve düzeni olan bu yerden, dünyayı ve
yaşamı keşfetmeye başlar. kurdun köpeğe dönüşümü, koşulların insanlar için
olduğu gibi hayvanlar için de belirleyici olduğunu gözler önüne serer.