Kayıt Ol
Şifremi Unuttum
ideal olan, arzu edilen hiç şüphesiz şiddetin her türünün
ve ayrımcılığın olmadığı bir dünyadır. ne var ki başlangıçtan günümüze değin
bunu ortadan kaldıran bir toplum yoktur. muhtemelen de olamayacaktır. zira
insan kusur işleme potansiyeline sahip bir varlıktır. önemli olan bu
potansiyelin erdeme dönüştürülmesidir. bunda da doğru şekilde öğrenilen dini değerlerin
katkısı inkâr edilemez. dini değerlerin öğretilmesi de ailede başlamalıdır.
dolayısıyla ailenin ilk eğitimcisi durumunda olan annelerin yani kadınların
bilgi, bilinç ve eylemleri kıymet kazanmaktadır. bu itibarla insanların
bilgilendirilmesi, şuurlu kadınlar ve şuurlu anneler eliyle olacaktır.
diğer taraftan her üç dinin kitaplarına baktığımızda,
dini temelli olduğu iddia edilen pek çok şiddetin dinden değil, uygulayıcılarının
cahilane ya da kasıtlı tutumlarından kaynaklandığıdır. bu yanlış tutumların
temelinde nesiller boyu uygulanarak gelenek haline gelmiş olan adetlerin
erkekler üzerindeki etkisi inkâr edilemez. görülen o ki, gelenekler ve adetler çoğu
zaman kişi üzerinde dinden daha etkili olmaktadır.