Kayıt Ol
Şifremi Unuttum
farklı beslenme ve diyet uzmanlarından
yıllardır ‘az az ve sık sık yiyin’ nasihati dinliyoruz. bu ‘uzmanlar’
çoğunlukla amerika’dan ‘ithal’ ettikleri diyetlerin virgülüne dokunmadan türk
insanına sunuyorlar. sonuçsa hüsran oluyor! diyet reçetelerini uyguluyor, diyet
ürünler yemeye özen gösteriyor, hatta çoğu zaman aç kalıyoruz. tüm
çabalarımızın sonunda bir miktar kilo veriyor ama fazlası ile geri alıyoruz.
mucize olarak önümüze sunulan diyetlerin balonu kısa sürede patlıyor, yerine
bir yenisi geliyor. ancak ne enteresandır ki, diyet konusu yaz kış demeden hep
gündemde kalıyor; halkımız da zayıflayacağına giderek şişmanlıyor.
ülkemizdeki
en büyük sağlık sorunlarından bir aşırı şişmanlık ve obezite. bu sorunların
sebep olduğu hastalıklar ise karaciğer yağlanması ile başlayıp, diyabet,
hipertansiyon, kalp krizi, felç, inme, alzheimer, erken bunama, kronik
artritler, bel ağrıları, fibromiyosit, polikistik meme hastalığı, erken adet
görme, polikistik over sendromu ile devam ediyor ve kanserle son buluyor!
peki,
bu hastalıklarının hiçbirinin genetik olmadığını ve önlenebilir hastalıklar
olduğunu biliyor muydunuz? tüm bu hastalıklardan korunmanın, sağlıklı bir
şekilde zayıflayarak, daima zayıf, dinç, enerjik ve mutlu yaşamın aslında
ilkokuldaki abc harflerini çözmek kadar kolay olduğunu söylesek kulaklarınıza
inanır mısınız?
kolesterolün
aslında mutluluk hormonu, stres hormonu ve seks hormonlarının besin kaynağı,
yani insan hayatı için ‘can simidi’ olduğunu söylesek dünyanız tersine dönmez
değil mi?
ya tereyağlı pastırmalı yumurtayı özgürce yiyebilirsiniz desek, kuruyemişler
kilo aldırmıyor aksine kilo verdiriyor desek? aslında yağ depolamanın asıl
kaynağı yıllardır bize öğretilen bu yanlışlar desek hayrete düşmezsiniz değil
mi?
prof.
dr. m. canan efendigil karatay, mesleğe 50 yılını vermiş değerli bir hekim. 4
farklı kıtada hekimlik yaptı, gezdi, gördü, farklı ülkelerin beslenme
alışkanlıklarını gözlemledi. sonuçta türk insanı için ‘en uygun’, ‘en iyi
sonuç’ veren diyeti geliştirdi. bu diyete de kendi adını verdi. türkiye’de
birçok alanda ilklere imza atarak binlerce hastanın hayatını kurtarmış
‘hocaların hocası’ prof. karatay’ın hayykitap’tan yayınlanan karatay diyeti
kitabı, işte bu 50 yılın kazandırdığı bilimsel deneyimin bir sonucu. prof.
karatay, bu diyetin eksiksiz uygulanması durumunda başarı şansının yüzde 100’e
yakın olduğunu vurguluyor. kitabında hem zayıflama konusunda doğru bilinen
yanlışları anlatıyor hem de yukarıda saydığımız kronik hastalıklardan
korunmanın basit formülünü bize açıklıyor.
yıllardır
yasaklanan, kokusunu özlediğimiz sağlıklı gıdalarımızı da (kırmızı et, balık,
süt, peynir, yoğurt, tereyağı, yumurta, pastırma, kuru fasulye ve turşu, sebze
ve meyve, kuruyemişler) bilimsel gerçeklerle serbest bırakıyor.
bu
kitap, klasik bir diyet kitabı değil. ‘1 kibrit kutusu peynir’, ‘ ‘iki yemek
kaşığı fasülye’ gibi anlamsız ölçülerle insanları strese sokmuyor. karatay
diyeti bir yaşam biçimi. yıllardır pazarlanan beslenme balonlarını patlatıyor,
doğru beslenmenin ne demek olduğunu anlatıyor.
beslenme ile hücresel/hormonal fonksiyon bozuklukları arasındaki yakın ilişkiye
odaklanan prof. dr. canan efendigil karatay, kilo vermenin abc’sini öğretiyor,
hiç zorlanmadan zayıflamanın ve zayıf kalmanın sırrını açıklıyor.
eğer
kilo vermek ve verdiğiniz kiloda kalmak istiyorsanız; kilo verirken halsizlik,
bitkinlik, isteksizlik ve yorgunluk hissetmeden, mutlu ve enerjik bir şekilde
yaşamayı arzuluyorsanız; unutkanlık şikâyetlerinden kurtulmayı,
düşüncelerinizin berraklaşmasını ve yaptığınız işe kolaylıkla konsantre olmayı
hedefliyorsanız, prof. karatay’ın yazdığı bu kitap tam size göre.
karatay
diyeti ile
doğru bildiğiniz yanlışları düzelteceksiniz. kilo verirken, sabahları dinç ve
dinlenmiş olarak uyanacak, güne sevinç içinde başlayacaksınız. bütün gününüzü
de acıkmayarak, tatlılara saldırmayarak, enerji dolu geçireceksiniz. bağışıklık
sisteminizi güçlendirecek ve dolayısıyla sık sık hastalanmayacaksınız!