Kayıt Ol
Şifremi Unuttum
insanlar "kuru et yiyen bir kadının oğlu"
olan bir peygamber yerine, elmas taçlı, sırma kaftanlı bir
"peygamber" tasavvur ediyorlardı. yalnız tasavvur etmekle kalmıyorlar,
ömrü boyunca bunlardan nefret eden ve uzak duran nebi'den geriye kalan hatırayı
bu tasavvura uygun aksesuarlarla süslüyorlardı. yani insanlar "bir kul
gibi yeyip bir kul gibi yaşayan" bir peygambere inanmak yerine,
tasavvurlarında kayser ve kisra'ya benzettikleri bir peygambere inanmayı yeğliyorlardı.
özetle insanlar "bir kul gibi yaşamak"tan daha çok "kayser ve
kisra gibi yaşamaya" taliptiler. kendi hayatlarını peygamber'e uydurmak
istemeyenler, peygamber'i ve onun tebliğ ettiği dini kendi tasavvurlarındaki hayata
uyduruyorlardı. bu "uydurma" işlemi "hilafet, islam
devleti" gibi kavramları da kapsamına alıyordu. bu nedenle siyaset
sahnesine fırlayan müslümanlar kendilerine peygamberin "kul"
siyasetini değil, insanlara "kullarım" demeye alışmış sulta
sahiplerinin "piramitçi" siyasetini örnek alıyorlar, kafalarındaki
"devlet" düşüncesini ona göre şekillendiriyorlardı.