Kayıt Ol
Şifremi Unuttum
imâm-ı
rabbânî'nin gerçekleştirdiği tecdid hareketi, yaşadığı asır ve coğrafyayla
sınırlı kalmadığından o, müceddid-i elf-i sânî olarak kabul görmüştür. onun
hicrî ikinci bin yılın müceddidi olarak kabul görmesinde şu iki hususun etkisi
büyüktür:
* imâm-ı
rabbânî, akla gereğinden fazla değer vererek peygamberlik müessesesini ve
sünneti itibarsızlaştırma, dinler arası diyalog, dinleri ve mezhepleri
birleştirme, ashâb-ı kiram ve geçmiş ulemâyı kötüleme, ibadetleri önemsiz görme
gibi bidatler karşısında ehl-i sünnet mezhebinin esaslarını müdafaa etmiştir.
* imâm-ı
rabbânî şeriatın zâhiri ile bâtını arasında oluşturulmaya çalışılan ihtilafı
ortadan kaldırarak kelamcılar ile mutasavvıflar arasında görüş ayrılığı bulunan
meseleleri açıklığa kavuşturmuştur.
bu eserde
öncelikle dört asır önce hindistan'da ortaya çıkan ilhad, tahrif ve bidat
hareketlerine karşı rabbânî bir imamın önderliğinde verilen büyük mücadele
anlatılmaya çalışılmıştır. imâm-ı rabbânî'nin devrinde uygulanan islâm'ı tahrif
hareketleriyle asrımızdaki islâm'ı tahrife ya da reforma yönelik teşebbüsler
oldukça benzerlik göstermektedir. bu sebeple eserde yeri geldikçe osmanlı
devleti'nin yıkılmasından sonra müslümanların maruz kaldıkları baskı ve tahrif
politikalarına atıfta bulunulmuştur. böylece imâm-ı rabbânî'nin takip ettiği
tebliğ, tedris ve irşat usulünün küfür rüzgarının âdeta çöle dönüştürdüğü
verimli islâm topraklarının tekrar yeşermesi noktasında günümüz müslümanları
için hayatî esasları ihtiva ettiğine dikkat çekilmiştir.