Kayıt Ol
Şifremi Unuttum
dünyaya ve bilgiye yönelişin temelinde insan varoluşunun her şeyi
belirlediği yadsınamaz. insanın varoluşu ise arada kalmışlıkla karakterize
olur. dışdünya-düşünme-dil arasındaki ilişkileri inceleyen bir etkinlik olarak
felsefe de hiç kuşku yok ki “tarihsel özne”nin, bu arada kalmışlığı yaşayan
insanın ürünüdür. işin bir de diğer tarafı var: varolanlar dünyası.
varolanları, var dediğimiz şeyleri yalnızca dışdünya boyutuna sıkıştırmayıp
buna dilin ve düşünmenin ürünlerini de eklediğimizde, daha geniş bir perspektife
sahip bir ontolojiye (varlıkbilgisine) duyulan ihtiyaç daha da
artacaktır. uzun yıllardır insan, varlık, bilgi, dil felsefesi ve etiğin
temel sorunlarıyla uğraşmakta olan betül çotuksöken, bu kitabında işte bu iki
ucu bir araya getiren yeni bir kavramla karşımıza çıkıyor: antropontoloji.
antropontoloji, insanın nasıl bir varlık olduğunu, onun söylemini ya da
tarihselliğini ihmal etmeden varlığın bilgisine olan yönelimi ifade eden bir
kavram. bu bakımdan, felsefi bir bakış açısı olduğu kadar felsefenin temel bir
disiplini… betül çotuksöken bu kitabıyla insana, bilgiye ve dış dünyaya dair
tüm konulara yeni bir gözle bakmayı öneriyor…